AKP’giller, kadınıyla erkeğiyle tepeden tırnağa kötülüğe dönüşmüş çıkar amaçlı bir suç örgütüdür!

01.12.2024
42
A+
A-

Saygıdeğer Arkadaşlarım;

Bu Tayyipgiller avenesinin vatanımıza, milletimize, halkımıza yaptığı kötülükler, ancak ülkemizi işgal etmiş olan 106 yıl önceki İşgal Kuvvetlerinin yaptığı kötülüklere benzeyebilir, onlarla kıyaslanabilir. İnanın İblis bile kötülük yapmakta bu kadar, bunlar kadar hızlı davranamaz. Her gün yeni bir kötülükle karşılaşıyoruz, hangi biriyle baş edeceğini bilemiyor insanlarımız.

Adam genç Teğmenlerimize kıydırıyor, “Mustafa Kemal’in Askeriyiz” diye slogan attıkları için.

Adam Ordumuzun Kuvayimilliye, Mustafa Kemal gelenekli askerlerine FETÖ’yle birlikte 2007’den itibaren kumpas kurup 500’e yakın asker, akademisyen, aydın insanımızı zindanlara doldurmuştu.

Bu adam hâlâ Filistin dostu görünümünde.

Filistin’in; ABD, İngiliz, Fransız, İtalyan Emperyalistleriyle birlikte en ağulu düşmanı sen değil misin?

İsrail’in Ortadoğu’daki en büyük dostu Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi, sen, Suudi Arabistan ve benzeri Arap Şeyhlikleri değil mi?

Tayyip, Yahudi olmadığı halde boynunda “Yahudi Cesaret Madalyası” taşıyan senden başka dünyada bir insan var mı?

Bütün Suriye sınırlarımızı, mayınlardan arındırıldıktan sonra 49 yıllığına İsrailli şirketlere devretmeye kalkan sen değil misin?

Halkın tepkisi üzerine geri adım attın.

Sen değil misin Sabra ve Şatilla Kamplarında Beyrut’taki Sivil Mülteci Kampında, Filistinli Kampında, 2500 Müslümanı katleden Ariel Şaron’un liderliğindeki Siyonist Ordusuna alkış tutan?

Sen değil misin o “Beyrut Kasabı” namıyla dünyada bilinen Ariel Şaron’la Kudüs’te gülücükler içinde el sıkışan, anlaşmalar yapan?

İşte video:

***

Videonun çözümü:

“Ariel Şaron: (…) Ve Tanrı’nın izniyle barışın tesis olması için büyük bir adım olacaktır. Hoş geldiniz, Kudüs’e hoş geldiniz, Yahudi milletinin başşehri ve İsrail’in Başkenti Kudüs’e hoş geldiniz.”

***

Adam, “İsrail’in kadim Başkenti Kudüs’e hoş geldiniz” diyor, sen ağzın kulaklarında sırıtıyorsun.

O Kürecik Radar Üssü ne iş yapıyor?

İran’dan gelecek füzelere karşı, İsrail’i vuracak füzelere karşı erken uyarıda bulunuyor İsrail’e, Amerika’ya, İngiltere’ye, onların hava savunma sistemlerine. Hâlâ Kürecik Radar Üssü açık. O radar üssünün bilgileri Almanya’da, NATO Karargâhında değerlendiriliyor. Türk Ordusu sadece onun dış korumasını, güvenliğini sağlıyor. İçine dair en ufak bir dahili yok.

Sen hâlâ Filistinli, Gazzeli dostu geçiniyorsun. Açık, ticaret hâlâ sürüyor İsrail’le. Uluslararası medyada çıktı; İsrail savaş uçaklarının yakıtının yüzde 40’ı Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’ndan gidiyor, gemilere doldurulup İsrail limanlarına gidiyor. Sen aracılık ediyorsun bu nakil işine.

Ve utanmadan bunu savunuyorsunuz Mecliste. Hâlâ kalkmışsın sen Filistinli dostusun, Gazzeli dostusun. Kendini öyle pazarlamaya, öyle satmaya çalışıyorsun, halkımızı ahmak yerine koyuyorsun. Halkımızın kanını kuruttun, kuru soğana, kuru ekmeğe muhtaç ettin insanlarımızı. Hâlâ meydanlarda konuşuyorsun. Memlekette ağaç bırakmayacaksınız neredeyse. Her yeri talan edip, yağma ediyorsunuz. Yeraltı, yerüstü kaynaklarımız, neyimiz varsa nakite çevirip küplüyorsunuz.

Bu ne utanmazlık, bu ne gözü doymazlık!

Açlıktan, yoksulluktan kırılıyor insanlarımız, umurunuzda değil.

Bakın İzmir’de zavallı bir anne, eşi cezaevinde, en büyüğü 5 yaşında 5 çocuğuna bakabilmek için hurda topluyor, onları satıp sığındığı barakada çocuklarını büyütmek istiyor. Ve o işi yaparken, çocuklarının nafakasına yetecek üç beş kuruş kazanmaya çalışırken, elektrik sobası devrilip 5 çocuk birden yanıyor barakada.

Bir de utanmadan yalan söylüyorsunuz; Aile Bakanlığı 18 kez o aileyi ziyaret etti, 110 bin lira para yardımında bulundu, diye. Hiçbirinin aslı yok. Tamamen yalan, düzen, hile konuşmanız, yapıp ettikleriniz.

Ve bakın ne diyor sizin kadınlardan Özlem Zengin:

“Her şey para değil” diyor ya!

“Özlem Zengin: Yani siz dönüyorsunuz, dolaşıyorsunuz her şeyi paraya bağlıyorsunuz ya. Bütün mesele, bu problemlerinin olmasının sebebi parasal sebepler mi?”

Senin soy adın “Zengin.” Para Tanrısı’ndan başka sizin tapındığınız Tanrı mı var?

Alayınız; para, pul, mal, mülk, küp doldurma, vurgun vurma derdinde. Yine aynı Özlem Zengin İsrail’e giden Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’ndaki akaryakıtı savunmaya kalkıyor, biz komisyon alıyoruz diye:

“Özlem Zengin: Bakü-Ceyhan Boru Hattından günlük şu anda 700 bin varil petrol akmakta, 700 bin varil. Biz Türkiye olarak bu boru hattının işletmesiyle mükellefiz. Yani içinden geçen petrolle bizim bir dahilimiz söz konusu değil. Buradan elde edilen gelirde varil başına 1 dolar 27 sent civarında varil başına gelir elde edilmekte, günlük 700 bin varil olduğunu bir defa daha ifade etmek istiyorum.”

Sen aracılık yapıyorsun. Filistinli Müslüman insanları vuran uçakların yakıtı senin ülkenden gidiyor, senin topraklarından gidiyor, İsrail’e ulaşıyor. Hiç rahatsız olmuyorsunuz!

Ekim ayında 45 kadın öldürülüyor. On ay içinde; Ocak’tan Ekim’e kadar 357 kadın öldürülüyor, senin Aile Bakanının ve diğer kadınların bile umurunda değil.

Mahinur Göktaş mı?

Hiç umurunda değil o kadınların. Hadi sizlerin değil de kadınlarınızın da umurunda değil. Yenidoğan Çetesi diye bir çete türemiş, senin Sağlık Bakanın Mehmet Müezzinoğlu da işin içinde. Ve senin şimdiki Bakanlarında işin içinde. Onlarca, yüzlerce çocuğumuzun, insanımızın canına kıymışlar, vurgun vuracağız diye, umurunuzda değil.

Bakırköy Adliyesinde, o çeteyi sadece biz Adliyenin önünde bekleyerek protesto ediyoruz. Bir tek gün geldi CHP’liler ve başka siyasetlerden bir iki kişi, onun dışında, bizim dışımızda hiç kimse gelmedi, kimsenin umurunda değil.

Sağlıktan para mı kazanılır?

Bu en doğal insan hakkı. Sosyal devletin birincil görevi bu. Tüm vatandaşların sağlığını koruyacak, tüm vatandaşların eğitimini, çağdaş bilimsel eğitimini verecek.

En doğal insan hakkı; sağlık, eğitim, konut, gıda…

Bunları Özelleştirme adı altında yandaş çetelerinize, vurguncu Parababalarına teslim ettiniz. Hastaneleri bile çete yöneticilerinize verdiniz. Haraç karargâhlarından bir bölümünü oluşturdunuz bu hastanelerle. Hasta garantisi ne demek ya? İnsan bu kadar kötülüğü nasıl düşünebilir, nasıl yapabilir şaşıyoruz biz. İnanın Meksika’nın, Kolombiya’nın uyuşturucu çeteleri bile sizden daha vicdanlı.

Ali Yeşildağ, ne kadar güzel bir tespitte bulunuyor sizin hakkınızda: “Tayyip Abi ve çevresi dünyanın en büyük hırsızlık çetesi”, diyor.

Sizin işiniz gücünüz bu.

Bir de sokak canlarının katliamını yasalaştırdınız, yasa hükmü haline getirdiniz; sokak canı bırakmayacaksınız, hepsini katledecekmişsiniz. Kadınlarınız, erkekleriniz ağızlarınız kulaklarında oy verdiniz bu katliam yasalarına.

Hadi erkekleriniz anladık, baştan ayağa kötülüğe dönüşmüşler de, kadınlarınızı da o hale getirdiniz. En kanlı isteklerin ruhları gelip o kadınlarınızı, kadınlıklarından sıyırmışlar, sadece kabuk kalmış o kadınlar. Kadınlıkları kabuktan ibaret, içlerinde kadın bırakmamış o kötülük ruhları, o cinayet ruhları. Ve onları kıyıcılıkların, kötülüklerin en korkuncuyla doldurmuş, kanlarını kurutmuş onların ki, hasbelkader çocukluklarından kalma genlerinde bir vicdan, bir merhamet oluşursa, o akıp davranışlarına yansımasın diye. Gelip göğüslerine yerleşmiş, sütlerini zehre çevirmiş.

Onlar da vurguna, soyguna, katliama, sizinle beraber gönüllüce el kaldırıyorlar, onay veriyorlar ve hatta yer alıyorlar.

Bakın eski Aile Bakanlarınızdan Fatma Betül Sayan Kaya. İstanbul Belediyesini 2,5 milyon dolandırmış. 2,5 milyon lirasını dolandırmış ya! Amerika’ya gidip bir yerlerde bir staj mı doktora mı vs. mi yapacakmış, İstanbul Belediyesinde çalışır görünmüş Tayyip’in elindeyken belediye. Bir tek gün çalışır görünmüş, ertesi gün belediyeden 85 bin dolar ve 20 bin lira parayı vurup Amerika’ya gitmiş, Ödemiyor bir de, geri de ödemiyor.

Yine bir kadın Bakanınız, kendi bakanlığına, eşinin kurduğu şirketten mallar getirip satıyor.

Şimdiki Bakanınız da Mahinur Göktaş da Meclisteki gerçek kadınlar sorunca, “hiç mi vicdanın sızlamıyor bu kadın katliamları, bu çocuk katliamları karşısında” diye, kaçıyor ya…

Bunlar nasıl bir kötülük şebekesi böyle? Nasıl bu kadar tepeden tırnağa, baştan ayağa kötülüğe dönüşebilir bu kadınlar, bu erkekler?

Şuna eminim; bu kadınların bir teki olsun, Kur’an’ın Türkçe meali okumamıştır, okur gibi yapıyorsa da yapmışsa da anlamamıştır.

Kur’an’da kadına yönelik biçilen rol, 1400 yıl öncesinin Medine Köleci Toplumunun örfü. Kadın, orada erkeğin ev kölesi. Mutfakla yatak odası arasında köle, erkeğe hizmet etmekle görevli köle.

Zavallı kadıncağızlar, cihat diye gidiyor bir kavimi, bir ülkeyi yağmalıyor, erkeklerini köleleştiriyor, çocuklarını köleleştiriyor, kadınlarını cariyeleştiriyor ve bunları insan saymıyor. Bunlar ticari mal kabul ediliyor. Mecbur olmadıkça evlerinden çıkmaları istenmiyor kadınların.

İşte Afganistan. O Cehennemden çıkmak için nasıl uğraşıyor kadınlar. Geçen yazın haberiydi, yakınlarındaki bir parka çıkmak istiyorlar, hemen Taliban’ın sopalı adamları karşılarına çıkıyor. Bir serinlemek, nefes almak için yaz günü parka çıkmak istiyorlar, çıkamazsınız, diyor. Evlerinizde oturun, işiniz ne diyor buralarda.

İslam’ı yaşıyoruz, dinimizi yaşıyoruz diye kafayı bohçalıyorlar, dolaşıyorlar. Kafa bohçalamanın da ne anlama geldiğinden bihaberler. Onun da dinle minle bir alakasının olmadığının, tamamen Medine Köleci Toplumun bir örfü olduğunu bilmiyorlar. Hür ve Köle ayrımını belirtmek için kullanılıyor başörtüsü, bir belirteç ya. Kutsallıkla bir ilgisi yok. Sadece Hür Kadınlar başörtüsü takabiliyor, saçları örtmekle vs.yle zerre ilgisi yok. Köle kadınların yasak, cariyelerin yasak başörtüsü kullanmaları.

Evet, ne yazık ki, halkımız cehalet denizinde yüzüyor, hatta boğuluyor.

İşte o yüzden bu ciğeri beş para etmez vurgun, soygun, ihanet çeteleri onu kolayca kandırabiliyor, peşine takabiliyor, sürüklüyor, kullanıyor istediği gibi.

Olan ülkemize, vatanımıza, halkımıza, doğamıza, hayvanlarımıza oluyor.

Saygıdeğer Halkımız;

Her şey senin uyanmana, bilinçlenmene, dostu düşmandan ayırt etmeyi öğrenmene bağlı. Onun içinde bize kulak ver, bizi anla…

Kalın sağlıcakla…

01 Aralık 2024

İletişime Geç
Merhabalar,
Bize buradan ulaşabilirsiniz