İçtenlikli bir vatansever Nihat Genç
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Veryansın TV Genel Yayın Yönetmeni Erdem Atay açıkladı ki, Nihat Genç entübe edilmiş. Üzüldük tabiî. Biz, daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, adalet dağıtıcıyız ve içtenlikli ve vatansever her insana karşı sempati besleriz.
Dürüsttü Nihat Genç. Pek çok düşüncesi bizce yanlıştı, bir gerçeklik taşımıyordu hayatta ama söylediği her sözü inanarak söylüyordu, dürüstlüğün ölçütü bu. Herhangi bir makam, koltuk, para, pul peşinde değildi. Kendi inandığı, gerçek düşünceleri olduğu için onları ortaya koyuyordu, heyecan ve duygu yüklü bir üslupla ortaya koyuyordu. Dürüstlüğün ölçütü de daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi; söylediğiniz söze içtenlikle inanacaksınız, herhangi bir amaç için söyleyemeyeceksiniz, siyasi ya da parasal amaçlar için, makam mevki için söylemeyeceksiniz o sözü. Yani neyseniz öyle görüneceksiniz. Nihat Genç işte öyle biriydi, bir de katıksız bir vatanseverdi. Bunu hep izliyorduk ve görüyorduk. İşte bu bakımlardan çok üzüldük. Üzülmemizin bir diğer kaynağı da, şu anda siyasi bakımdan en ayık olabileceği en bilinçli duruma geldiği bir dönemde böylesine yıkıcı bir hastalığın pençesine düşmüş olmasıdır.
Daha önce, bildiğimiz gibi CIA yönetimindeki Süper NATO’nun, Gladyo’nun, Kontrgerilla’nın paramiliter bir örgütü olan, siyasi parti formundaki MHP’nin Ülkü Ocaklarının yakın çevresinde oldu, onlarla düştü kalktı. Yani onu kavrayamadı, MHP’nin ne olduğunu, MHP’yi kimlerin oynattığını kavrayamadı. MHP’nin ne olduğu, işte Bohçalı’nın 1 Ekim sonrası partisiyle birlikte kendisinin de Abdullah Öcalan’ın kucağına zıplamasıyla ortaya çıktı, CIA’dan aldığı emir üzerine. Tayyipgiller’in ne olduğu konusunda da uzun yıllar netleşemedi. Tayyip’in “one munite” şovunu gerçek sandı, esasını algılayamadı. Yoksa daha kapıdan çıkar çıkmaz Tayyip’in, benim tepkim moderatöreydi, demesini algılamadı. Ve Abdurrahim Karslı’nın Cem Özer’e ve TELE 1 patronu Merdan Yanardağ’a, AKP nasıl kuruldu anlatımlarını tam kavrayamamıştır. İşte o yüzden 15 Temmuz sonrası da yalpaladı. Tayyip sanki dürüst, namuslu, vatansever olabilecekmiş gibi bir olasılık, bir inanç taşıdı. 15 Temmuz’un, CIA tarafından FETÖ’nün askerlerinin yenilgiye kurgulandığını ve Tayyip’in tek başına diktatörlüğünü açıkça oturtabilmek için yapıldığını göremedi ve 15 Temmuz’un her iki tarafı da CIA’ca oynatılan iki hain gücün arasındaki, Laik Cumhuriyet’in elbirliğiyle, ortaklaşa yıktıkları Laik Cumhuriyet’in Ganimet Paylaşım Savaşı olduğunu göremedi.
Bu da neden kaynaklanıyordu?
Siyasi donanımının olmayışından, özellikle de kendini sola karşı, Bilimcil Sosyalizme karşı bütünüyle kapatmış olmasından kaynaklanıyordu. Şimdi ise netçe, burjuva siyasilerinin ABD tarafından oynatıldığını aynen bizim netliğimizde görüyor. Şu videosunu izlersek, işte son zamanlarda çektiği şu videoyu:
***
Videonun tapesi:
Nihat Genç: Bu toprakta derin bir ırmak var, kutsal bir ırmak var, savaşlarından geçmiş, yokluklarından geçmiş, evliyalarından geçmiş, bağımsızlığından geçmiş. Ben oradan geliyorum. Beni tabiî ki vurursun, tabiî ki öldürürsün ama benim taşıdığım duyguyu, heyecanı millet olma başarısını, becerisini birikimini ve kültürünü dokunamazsın. Kimseye de dokundurtmam.
Zaman zaman kendimden geçiyorum, kendi kontrolümü kaybediyorum kusura bakma, kimse de kusura bakmasın bu dayanılır bir şey değil. Hazmedemiyorum, adı Türk siyaset sahnesi, bir vatansever, bir milli lider, biz bu toprağın çocuğuyuz, diyen adam kalmamış. Hep karışık kuruşuk, şaibeli hain insanlar doğmuş, bunlar siyaset yapıyor ve ceremesini ben çekiyorum. Kaldırılabilir bir şey değil, izah edemiyorum, anlatamıyorum. Bin tane forumda aynı cümleleri ettim, her defasında ambargo, sansür, yok sayma, küfür… Başka bir şey yok bize karşı. Bir şey demek istemiyorum, herkes görecek, tek başına evinde o çocuk, o beni dinleyen çocuk tek başına sahiplenecek tek başına, kendine güvenecek.
***
Ve sonunda gözyaşlarına boğuluyor değil mi?
Evet, arkadaşlar biz de yıllardan beri ne diyoruz?
Meclisteki 600 milletvekilinin (bir elin parmaklarını ancak bulabilenleri hariç tutulmak üzere geri kalanlarının) tamamının yani 595’inin Amerika’ya çalıştığını, bunların hainlerden derleşik olduğunu, bunların bütünüyle Amerika tarafından oynatıldığını işte bizim netliğimizde görüyor artık.
Mecliste işte bu Öcalan, Bohçalı, Tayyip ve CIA’nın el ele vererek yaptıkları Yeni Kürt Açılımına karşı çıkan var mı?
Yok. Hepsi o ihanet yarışında öne geçmek için birbirleriyle yarış halindeler.
İşte bunları da netçe görebilmişti Nihat Genç. Eğer sağlıklı olarak yaşayabilseydi vatanımıza, ülkemizin bağımsızlığına çok daha yararlı sözler edecekti, tutumlar takınacaktı, davranışlar ortaya koyacaktı. İşte insanların böyle en verimli olabilecekleri çağda aramızdan ayrılmak üzere oluşları insanı derinden etkiliyor.
Neylersiniz… Hayat böyle işte.
Yine bilindiği gibi, Nihat Genç, İslam konusunda da yüzeysel, cami cemaati düzeyinde bilgilere sahipti. Özellikle Medine Köleci Toplumunun Kadını yerin dibine batıran, cariye olarak ticari meta statüsüne düşüren dinine sadakatle bağlıydı ve ona güzellemeler yapıyordu devamlı.
Oysa biz, 1968 yılında Kur’an’ı okur okumaz, bunun insan yapımı olduğunu; bunun evreni yaratan ilahi bir gücün adaletli, hakkaniyetli, şaşmaz, yanılmaz bir gücün buyruklarından oluşturulmuş bir kitap olamayacağını netçe görmüştük. Ve o günden sonra da Orta Asya’da İlkel Komünist Toplum düzeninde yaşayan atalarımızın dini olan Tengri Dininin, bu Medine Köleci Toplumun örfünün din şekline bürünmüş kalıbından, biçiminden bin defa daha değerli olduğunu netçe kavramıştık.
O toplumda kadın, erkek aynı statüye sahip. Tek eşlilik vardır, insanlar da eşit kankardeşleridir; kölelik, cariyelik zinhar yoktur. Hayvanlara da sonsuz saygı vardır, doğaya da sonsuz saygı vardır. Çünkü Sınıfsız İlkel Komünist Toplumun dinidir Orta Asya’da atalarımızın inandıkları Tengri Dini.
Bildiğimiz gibi, bütün dinler, yaşanılan maddi hayatın din dünyasına yansımasından oluşur. Eğer dualara inansaydık, N. Genç’in sağlığına kavuşması için dua ederdik ama daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, doğada ve toplumda olup bitenlere dair doğaüstü bir gücün olumlu ya da olumsuz yönde herhangi bir etkisinin bulunmayacağı inancındayız.
İşte en son Siyonist İsrail’in Gazze Soykırımı, bunu bir kez daha netçe, zihin hasarına uğramamış her insana gösterdi. Kaldı ki 10 yıldan bu yana da göstermektedir hatta ne 10 yılı, 1990’dan bu yana göstermektedir. ABD Emperyalist Haydudu; Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi, Afganistan’ı cehenneme çevirdi. 10 milyon civarında masum insanın canına kıydı ve tamamı da Müslüman bu insanların.
Neylersiniz…
Hayat böyle işte.
Dileriz ki N. Genç kardeşimiz, işinin ehli doktorların gözetiminde olsun ve dileriz ki sağlığına kavuşabilsin.
Hep söyleyegeldiğimiz gibi, biz 1967’den bu yana neysek aynen oyuz. O günkü heyecanımız, kararlılığımız, inancımız ve teorimizin netliği, doğruluğu aynen devam etmektedir mücadelemizde. Ne sapık cellatların işkenceleri bizim kararlılığımızı sarsabilmiştir ne 12 Eylül Faşist Diktatörlüğünün tepemizde sallandırdığı yağlı urganlar. Hepsi vız gelmiştir bize. Bir zamanlar işte Mustafa Kemal, ki alfa kurttur; “Tek başıma kalsam bile vatanımı kurtarmak için savaşmaya devam edeceğim”, diyor. Biz de öyle diyoruz. Tek başımıza kalsak bile ülkemizin bağımsızlığı ve halkımızın mutluluğu için savaşmaya devam edeceğiz. Ya şehit olacağız ya devrim yapacağız.
Kalın sağlıcakla…
7 Haziran 2025