1991’den beri söylemeye devam ediyoruz: Yugoslavya, Irak, Libya, Suriye Sıra Sende Türkiye!
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Bu ABD Emperyalist Haydudu, daha önce de konuşmalarımızda defalarca aktardığımız, kitaplarda yazdığımız gibi; Dünyayı Bin Ülkeli hale getirmek istiyor. Küçük şehir devletlerine bölmek, parçalamak istiyor dünyayı. Böylece çerez gibi kolayca onları sömüreceğini, kukla gibi oynatacağını hesaplıyor. İşte BOP denilen alçakça, namussuzca projesi de onun bir ürünü, bir sonucu. Ortadoğu bölgesine yönelik şimdilik onun bir girizgâhı, bir adımı.
Neydi?
BOP’ta, 22 ülkenin Ortadoğu’da sınırları değişiyordu ve ABD Emperyalist Haydudunun çıkarları doğrultusunda yeniden, savaşla çiziliyordu. 2003’te bunu açıkladı ABD Haydudu değil mi?
O zamanın ABD’nin Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice, yazdığı bir makalede açıkladı bunu ilk kez.
Sonradan NATO’nun literatürüne ve envanterine girdi bu proje ve haritası. Daha önce de söyledik, İtalya’daki NATO kolejinde tahtaya BOP haritası açıldı ve işlendi.
Daha önce de anlattık; o anda derste bir Türk subayı da bulunuyordu ve Türk subayı protesto için sınıfı terk etti. Ama o zaman da söylediğimiz gibi, gerçekten Mustafa Kemal’in ruhunu taşısaydı, o haritayı alır parçalar ve onu ders olarak anlatan ABD Emperyalist Haydudunun Komutanının kafasına fırlatırdı.
İşte Irak’tan, Libya’dan sonra Suriye’ye bulaştı bu Emperyalist Haydut 2011’de değil mi?
Yine o yıllarda, bizdeki hainler haini Kaçak Saray’ın Sultanı Tayyip; “Biz Ortadoğu ve Genişletilmiş Afrika Projesi var ya Amerika’nın, böyle bir projesi, işte biz onun Eşbaşkanlarından bir tanesiyiz ve biz bu görevi yapıyoruz”, diye ekranlarda, meydanlarda övündü değil mi?
İşte videosu:
***
Videonun çözümü
Birinci Video:
Erdoğan: Türkiye’nin Ortadoğu’da bir görevi var.
Nedir o görev?
Biz geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika projesinin Eşbaşkanlarından bir tanesiyiz ve bu görevi yapıyoruz.
***
İkinci video:
Erdoğan: Ben, Diyarbakır, istiyorum ki şu anda, yani Amerikan’ın da hani düşündüğü Büyük Ortadoğu Projesi var ya, Genişletilmiş Ortadoğu, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir, bir merkez olabilir.
***
Üçüncü video:
Erdoğan: Türkiye’de bir şeyler söyleniyor. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Büyük Ortadoğu Projesi’nin Eşbaşkanıdır, oradan çekilsin. Bunu anlatmak istiyorum; Büyük Ortadoğu Projesi’nin amaçları bellidir ve o amaçların içerisinde Türkiye’nin üstlendiği görev de bellidir.
***
Evet, o yıllardan bu yana bu hain, hiç aksatmadan bu görevi yapmaya devam ediyor. Zaten Tayyip’i devşirirlerken de ve partileştirip iktidara taşırlarken de birinci şartı neydi ABD Emperyalist Haydudunun?
Bir; BOP’ta kendisine verilen görevleri yapmak.
İki; İsrail’in düşmanlarının ortadan kaldırılmasında kendisine verilen görevleri yapmak.
Üç; İslam’ın içinin boşaltılıp bir CIA, Pentagon, Washington İslam’ı haline dönüştürülmesinde kendisine verilen görevleri yapmak.
Bu üçünü de başarıyla yapıyor mu bu hain?
Yapıyor.
İşte birkaç gün önce, HTŞ adlı (El Kaide’den kopma, daha önceki adı El Nusra idi, sonradan Heyet Tahrir el-Şam adını koydu bu hainler), 35-40 bin kişilik bir gerici, Ortaçağcı, Selefi denen yani 1400 yıl öncesinin Medine Köleci Toplumunun İslam’ını savunan, o kokmuş karanlığı savunan kafa yapısına sahip Ortaçağcı meczuplardan oluşan, onlardan derleşik bir hareket saldırıya geçti.
Bunları Türkiye koruyup kolluyor, İsrail koruyup kolluyor. ABD, Suudi silahlandırıyor bunları. Eğitiliyor, donatılıyor, besleniyor bunlar Suriye’de.
Rusya’nın, Ukrayna’yla başının belaya sokulup ambale edilmesi ve dolayısıyla Rusya’nın zayıflatılması, Gazze’de Hamas’ın tuzağa çekilerek tüm askeri gücünün ortadan kaldırılması ve 50 bini aşkın çocuk ve kadınlar, ihtiyarlar da dahil olmak üzere Gazzeli, Filistinli Müslümanın katledilmesinin ve Lübnan’da 98 bin evin yerle bir edilip, 4 bini aşkın insanın canının alınması sonrasında, Lübnan Hizbullah’ının da kolu kanadı kırıldıktan sonra, İsrail’e ve Ortaçağcı meczuplara gün doğmuş oldu. Amerika’ya gün doğmuş oldu. Dem bu demdir, zaman bu zamandır, fırsat bu fırsattır deyip 10 bin kişilik bir silahlı grupla ve ağır silahlarla ve ağır askeri savaş araçlarıyla, zırhlı araçlarla donatılmış bir güçle Halep’e doğru saldırıya geçti bu HTŞ adlı Ortaçağcı grup. Ve onlarca köyü ele geçirdi, Halep’in içine girdi ve önemli bölgelerini ele geçirdi.
Bu arada Esad güçleri yani Suriye devletinin resmi, Birleşmiş Milletlere üye BAAS rejiminin iktidarda olduğu, Beşşar Esad liderliğindeki BAAS’ın iktidarda olduğu Suriye devleti, yeniden geri çekilip iyice toparlanmak için Halep’i boşalttı, havaalanını boşalttı.
Ve hemen onun yerine, Amerika kendi özel kuvvetleriyle birlikte, kimi gönderdi oraya?
PKK, PYD, YPG, HDP, DEM’in oluşturduğu Pekekistan’ın silahlı güçlerini gönderdi.
Zaten aşağı yukarı, onların üslendiği bölgelerin önemli şehirlerinden olan Menbic’le Halep’in arası 40 kilometre kadar bir mesafe. Hemen oraya gelip Halep Havaalanını ele geçirdiler. Mevzilendiler ve kendilerini korumaya aldılar orada, tahkim ettiler. Yoğun çatışmalar yaşanıyor. Bundan sonra da yaşanacak.
Yani ne yapıyor ABD Emperyalist Haydudu Ortadoğu’daki hainlerini kullanarak bu son saldırısıyla? Kim bunlar?
Irak’taki Barzanistan benzeri olarak Kuzey Suriye’deki Pekekistan yani PKK’nin, PYD’nin, YPG’nin, HDP’nin, DEM’in Suriye kolu, oradaki devleti. Öcalan’ın ve Kandil’in liderliğini yaptığı devlet var orada. Ve tabiî bir de İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan ve Ortaçağcı meczuplar.
Bunların alayı Amerikan kuklası, Amerikan hizmetindeki güçlerdir. Türkiye derken kastettiğimiz; Tayyipgiller iktidarının emrindeki ve onun yönettiği güçler, onun siyaseti.
Yoksa bu yapılan tamamen Türkiye Cumhuriyeti’nin aleyhine bir hareket. Türkiye Cumhuriyeti’ne kötülük getiren bir hareket. Çünkü BOP haritasında da Türkiye üç parçaya bölünüyor. Amerika bunu hedefe koymuş Türkiye için. Suriye, İran sonra sıra Türkiye’ye gelecek. Değişik bahaneler ve kombinezonlarla Türkiye’ye saldırılacak. Bu saldırılarda da yine aynı güçler kullanılacak ve Türkiye’deki PKK, PYD, YPG, HDP, DEM, Pekekistan da Ortaçağcılarla birlikte bu savaşın Amerikan cephesinde yer alacak, BOP’u hayata geçirmek için. Türkiye’de BOP’un ayağını hayata geçirmek için.
Bunu biz, Sosyalist Kamp’ın yıkılışından itibaren söylüyoruz. Literatürümüzde var, kitaplarımıza da girdi teorimizin düşürdüğü ışığın altında bizim bu yaptığımız tespitler, öngörüler. Sosyalist Kamp yıkıldı, ABD, Yeni Sevr demek olan BOP’u Türkiye’nin önüne koydu. O yıllardan bu yana söylüyoruz biz bunu.
1991, 2000’e kadar 9 yıl oradan var, 24’de 2000’den sonrası için var; 33 yıl önce demek ki, netçe Sevr’in önümüze konacağını ve Türkiye’nin en az üç parçaya bölüneceğini görmüşüz, göstermişiz, literatürümüze girmiş bu çözümleme.
İşte Sevr’in (Yeni Sevr diyoruz ya) adını BOP olarak koydu Amerika. Bunu netçe görüp bildiğimiz için, Suriye’ye bulaştığı anda 2011 yılında, biz BOP’un artık hemen sınırlarımızda, etrafımızdaki ülkelerde açıkça uygulanmaya konduğunu ve sonrasında sıranın bize geleceğini söyledik.
Ve 26 Ağustos 2011’de Ankara’da Suriye Büyükelçiliği önünde kardeş Suriye’yi desteklemek amacıyla bir açıklama yaptık;
“Emperyalist ABD-AB Haçlı Ordularının Uşaklığını Yapmaktan Usanmadın mı Bre Hain!” diyerek, Kaçak ve de Haram Saray’ın Sultanına seslendik, meydan okuduk.
İşte pankartlarımız, eylemimiz ve açıklamamızı okuyan Yoldaşlarımız.
Açıklamamızın ardından Suriye Büyükelçiliğinin, o an görevde bulunan, Büyükelçi olmadığı için, Maslahatgüzarı Mounzer Mounzer bizi Büyükelçiliğe davet etti. Ve Suriye Büyükelçiliğine girdik, ziyaret ettik bakın.
Bayram Yoldaş, Adnan Yoldaş, Metin Yoldaş, Kubilay Yoldaş, Beşşar Esad’ın resmi, baba Hafız Esad’ın resmi. Suriye Büyükelçiliğindeyiz ve Maslahatgüzarı Mounzer Mounzer.
Ve Suriye Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Mounzer Mounzer, Ankara’daki Genel Merkezimizi 19 Ocak 2012’de ziyaret etti.
Maslahatgüzar Mounzer Mounzer, Büyükelçiliğin Tercümanı, Genel Başkan Yardımcımız Av. Metin Bayyar, Ankara İl Başkanımız Av. Sait Kıran.
Ziyaretle ilgili haberimizden okuyorum:
***
Suriye Maslahatgüzarı Mounzer Mounzer, ABD ve AB (AB-D) Emperyalistlerinin Suriye Halkına yönelik oyunlarını, emperyalistlerin güdümündeki medyanın Suriye’de yaşananları nasıl çarpıttığını, Partimize gerçekleştirilen ziyaretinde aktardı.
Sayın Maslahatgüzar, Parti olarak ilk andan itibaren emperyalistlerin Suriye’ye yönelik oyunlarını gördüğümüzü ve böylesine dostların yanlarında olmalarından duyduğu mutluluğu dile getirdi.
İlk andan itibaren Suriye’ye Emperyalizmin saldırıları karşısında dik ve kararlı duruşumuz ve dostluğumuz için ve Suriye Büyükelçiliği önünde AB-D Emperyalistlerinin oyunlarının teşhir etmek için yaptığımız basın açıklaması için teşekkürlerini iletti.
Partimizin Suriye’ye yönelik düşüncelerini, Genel Başkan Yardımcımız Av. Metin Bayyar ve Ankara İl Başkanı Av. Sait Kıran Yoldaş aktardılar. İlk andan itibaren Emperyalizmin Suriye’ye yönelik oyunlarını kamuoyu ile paylaşmanın, bu oyunları teşhir etmenin ve buna yönelik olarak yapılan eylemlerin devrimci bir görev olduğu, Tayyipgiller’in AB-D Emperyalistleri tarafından nasıl koçbaşı olarak kullanıldığı aktarıldı.
Bundan sonra da AB-D Emperyalistlerine karşı kararlı bir direniş sergileyen Suriye Halkının ve önderliğinin her zaman yanlarında olunacağımızın vurgusu yapıldı.
***
19.01.2012’de yapmışız bu açıklamamızı da. Ankara’dan Kurtuluş Partili Arkadaşlar imzasıyla yapmışız.
Demek ki, 12-13 yıl önce, bugün yaşanacak olan hazin olayların gelmekte olduğunu netçe, açıkça, kesince görmüş, göstermiş ve o hainane girişimlere karşı biz de gücümüz oranında mücadeleye girişmişiz.
Demek ki, ABD Emperyalist Haydudu daha saldırı hazırlığındayken biz görmüşüz meseleyi. Netçe, açıkça görmüşüz. Suriye’de; aynen Irak’ta, Libya’da olduğu gibi, BOP haritasını hayata geçirmek için harekât başlattı ABD Haydudu demişiz.
O yıllarda bunu bizim dışımızda gören var mıydı, düşünün?
Hayır!
Ne burjuva siyasetçileri böyle bir öngörüde bulunabiliyordu, ne solcu, sosyalist, komünist geçinenler böyle bir anlayışa sahipti. Onların zaten hayatı, olayların kabuğunu kemirmekle geçiyor. Olayların özüne yönelik hiçbir kavrayışları olmadı, bundan sonra da olacağından şüpheliyiz biz.
Dün de söylediğimiz gibi, ABD Emperyalist Haydudu; Barzanistan’dan, Kuzeydoğu Suriye’deki Pekekistan’dan ve Suriye’yi baştan başa kat edip İsrail’e ulaşmak ve Akdeniz’e böylece ulaşmak istiyor. Yani Amerikancı, yan yana, müttefik, kaynaşık iki kukla uşak devlet oluşturmak istiyor.
Nedir bunlardan birincisi?
1948’de oluşturduğu Siyonist İsrail.
İkincisi ne?
Amerikancı Burjuva Kürt Devleti.
İsrail’le kanki, kardeş olacak bu Amerikancı devlet de, kaynaşık olacak İsrail’le. Fidel’in de tespit ettiği gibi on yıllar önce; Ortadoğu’da Amerika’nın ikinci bir petrol bekçisi olacak bu Amerikancı Burjuva Kürt Devleti.
Bunu zaten uluslararası plandaki Burjuva Kürt Hareketinin akıldaneleri, hani “kanaat önderleri” diyor ya burjuva medyası, işte onları, ve onlardan biri aynen şöyle açıklıyor, sevinçle. Kürt Cephesi isimli X hesabından yapılan paylaşımda. Rodi Ekinci, Kürt Ekonomist ve yazar olarak geçiyor adı sosyal medyada. Aynen şöyle diyor hesabında:
“Umutsuzluğa kapılmayın… HTŞ uluslararasında IŞİD gibi bir terör örgütüdür. Buna rağmen ABD, şimdilik HTŞ’nin ilerlemesini istiyor. Çünkü HTŞ’nin alan kazanması demek, Rusya, İran ve Esad’ın alan kaybetmesi demektir. ABD, yıllardan beridir Suriye’de Rusya’yla karşı karşıya gelmek istemiyor. Bu yüzden Rusya himayesindeki toprakların, HTŞ gibi terör örgütleri tarafından ele geçirilmesine göz yumuyor. Hatta istiyor ve zaman zaman teşvik ediyor.”
Tabiîi sadece istiyor, teşvik ediyor, diyor. Aslında oluşturuyor bunları. Devşirip oraya getiriyor, silahlandırıyor, eğitiyor, donatıyor ve komuta ediyor onlara. ABD’den izinsiz onlar da kıpırdayamazlar. Tümü ABD tarafından yönetiliyor bu hainliklerin ve bu hainlerin, bu kuklaların.
“ABD’nin 70 yıllık politikası zaten budur. Almak istediği topraklara önce bir terör örgütünün ilerlemesine göz yumuyor, ona yeşil ışık yakıyor, daha sonra bir müttefiki ile orayı terör örgütlerinden temizliyor ve kendi himayesine geçiriyor. Yani zamanı gelince HTŞ’nin sonu da IŞİD’in sonu gibi olacak. HTŞ’nin elindeki bütün topraklar ABD’nin, yani Kürtlerin olacak. ABD, bu yüzden şimdilik HTŞ’ye yeşil ışık yakıyor. Unutmayın ki ABD’nin Suriye’deki en büyük ve en uyumlu müttefiki YPG’dir. ABD, YPG’ye son 10 yılda yaklaşık 10 milyar dolar yatırım yaptı.”
Düşünebiliyor musunuz?..
Evet, 10 milyar dolarlık maddi harcama yaptı ve ağır silahlarla donattı Kuzeydoğu Suriye’de kurduğu Pekekistan’ı. Hem maddi, ekonomik yardımlar yaptı hem de ordusunu donattı ağır silahlarla, hava savunma silahları dahil.
“Bu yatırımları çöpe atacak bir Muz cumhuriyeti değil. YPG de bunu bildiğinden dolayı şimdilik pasif bir direniş gösteriyor. Topyekûn bir cephe savaşına girmiyor. Asıl savaş daha başlamadı…”
Ne zaman başlayacak asıl savaş?
BOP Haritası Suriye’de bütünüyle hayata geçtikten sonra. Yani Suriye resmi devleti çökertildikten sonra. BAAS iktidarı çökertildikten sonra başlayacak. Bu YPG, HTŞ’ye Amerika’yla birlikte saldırıp HTŞ’yi ortadan kaldıracak ve yeni bir İsrail’i oluşturacak ve onu, İsrail’le hem komşu hem sınırdaş hem kanki hem kardeş yapacak. Oyun, plan bu.
Barzani’nin yandaş partisi, kanki partisi, kendi düşüncelerini doğrudan açıklamayı şimdilik doğru bulmadığı zaman ona açıklattığı bir partisi var: Kürdistanî Parti var kısa adı da PAKURT. Kurucu Genel başkanı İbrahim Halil Baran’ın, bu son Halep saldırısına ilişkin açıklaması da aynı planı dile getiriyor:
“Bizi Arz-ı Mev’ûd ve Büyük İsrail haritalarıyla korkutmaya çalışanlar var. Oysa biz, bir İsrail Kürt Konfederasyonuna da AB gibi aramızdaki sınırları kaldırmaya da hazırız. Bunun gerçekçi olmadığını biliyorum ama iki halkın da vizyonunu da genişletmeye çalışıyorum. Yapabiliriz”
Evet, Barzani yani Irak’taki Barzanistan devleti, açıkça bizim on yıllar öncesinde yaptığımız bu tespiti tekrarlıyor, itiraf ediyor ve savunuyor.
Demek ki, Ortadoğu’da en sadık, en güvenilir, ortağı müttefiki kimmiş ABD Emperyalist Haydudunun?
Siyonist İsrail ve Amerikancı Burjuva Kürt Devleti, Pekekistan ve Barzanistan.
Bunların ikisini de ABD oluşturduğu için ABD’ye bir ömür bunlar sadakatle hizmet etmeye gönüllü, planlı, programlı istekli. Hainane oyun bu.
Ve Tayyipgiller de, Kaçak Saray avenesi de bu oyuna alkış tutuyor. Tayyipgiller’in medyası HTŞ’nin bu saldırısına, Halep’i işgaline bayram yaparak coşkuyla katılıyor. Tüm medyası; televizyonları, gazeteleri, akıldaneleri açıkça bayram ediyorlar.
Evet, Saygıdeğer Halkımız;
Savaşmaya devam edeceğiz bu hainliğe karşı. Çünkü bunların savaştan başka bildikleri bir şey yok. Emperyalizm yeryüzünde kaldığı sürece savaşlar hep olacak. Savaşsız yaşayamaz emperyalistler; savaşlar olmasa dünyayı sömürgeleştiremez, dünya halklarını sağmal sürü gibi, binek hayvanları gibi kullanamaz. Dünya ülkelerini piyonlaştırıp emri altına alamaz. Bu bakımdan Che’nin 1967’de Küba’nın Başkenti Havana’da gerçekleştirilen Tricontinental yani Üç Kıta Konferansı’na gönderdiği mesajda dediği gibi:
“ABD Emperyalist Haydudu, insan soyunun en büyük düşmanıdır. Buna karşı dünyanın dört bir tarafında yedi ikliminde bütün devrimciler, yurtseverler, halkseverler savaşa girişmelidir.”
Başka türlü bu alçak insanlık düşmanını geriletmek, ülkesinin sınırları içine hapsetmek olası değildir.
Döviz giriyor.
Burada, Mustafa Kemal’in bu ünlü sözünü ve Kuvayimilliye’ye başladığı yıllardaki bu kalpaklı resmini paylaşmamız gerekir.
Bildiğimiz gibi bütün Amerikancı hainler, Mustafa Kemal’in bu resmine ve bu sözüne düşman. Ve ne yazık ki, yıllardan beri Mustafa Kemal’in bu resmi ve bu sözü Anıtkabir’e bile alınmıyor. Anıtkabir Komutanlığının da geldiği ya da düşürüldüğü durumu bir düşünün artık siz…
Evet, “Bağımsızlık Benim Karakterimdir!”, diyor. Ben kukla bir ülkede yaşayamam, diyor Mustafa Kemal. Ve bu hain emperyalistleri, Batı Âlemi diyor, Amerika da içinde olduğu halde, büyük bir güç oluşturuyordu ve bunlar varlığımıza tasallut eden hain düşmanları oluşturuyordu, diyor. Yani varlığımıza sataşan, bizi yok etmek isteyen hainler bunlardı, diyor. Bunları iki defa hezimete uğrattı değil mi, Komuta ettiği ordular?..
Bir Çanakkale’de;
İkincisi de; 19 Mayıs 1919’da başlattığı ve 1923’te sonlanan yani 3,5 yıl süren Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın zaferiyle hezimete uğrattı bu hainleri. Yunan, Ermeni sadece emperyalistlerin birer maskesiydi. Bizi yok etmek için savaşanlar aslında; ABD ve İngiliz, Fransız, İtalyan hatta Alman ve hatta Japon Emperyalistleriydi.
Ve Tayyipgiller de hain oldukları için, satılmış oldukları için, Amerikan kuklası oldukları için, Mustafa Kemal’e düşmanlar. “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz!” diyen genç Teğmen yavrularımıza düşmanlar.
Amerikan cephesinde onlar çünkü. Emperyalist haydutlar cephesinde; onların kuklası.
Bizse; vatanımızın, milletimizin ve tüm Ortadoğu Halklarının cephesindeyiz.
İki cephe var karşı karşıya:
AB-D Emperyalistleri, Siyonist İsrail, Barzanistan, Pekekistan, Tayyipgiller iktidarı, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt vb. krallıklar, Ortadoğu’daki hainler cephesini oluşturuyor, halk düşmanları cephesini.
İşte biz de Mustafa Kemalci parti HKP olarak, genç evlatlarımızla birlikte Halk Kurtuluş Cephesini oluşturuyoruz, İkinci Kuvayimilliye Cephesini oluşturuyoruz.
O yüzden ne diyoruz kendimize: Biz İkinci Kuvayimilliyecileriz.
Eninde sonunda atalarımızın yaptığı gibi o hainleri yeniden hezimete uğratacağız. Kuklalarıyla, uşaklarıyla beraber geldikleri gibi gidecekler. Bundan hiç kuşkumuz yok.
Kalın sağlıcakla…
03 Aralık 2024