Şefkat, inanç, merhamet, sevgi abidesi Necla Kıran Yoldaş’ı, bedence aramızdan ayrılışının 18’inci yıldönümünde mezarı başında andık

21.01.2024
109
A+
A-

 

Partimizin kurucularından, 20 Ocak 2006 günü bedence aramızdan ayrılan Necla Kıran Yoldaş’ımızı, bedence aramızdan ayrılışının 18’inci yıldönümünde, 20 Ocak 2024 günü Ankara’daki mezarı başında andık. Mezarbaşı Anmasına Ankaralı Yoldaşlarımızın yanı sıra Genel Sekreterimiz Av. Ali Serdar Çıngı da katıldı. Anmada ana konuşmayı Genel Merkez Disiplin Kurulu Başkanımız Av. Ayça Okur Yoldaş yaptı. Yoldaş’ımızın yaptığı konuşma aşağıdadır.

***

Sevgi ve saygıdeğer Yoldaşlarım,

İşte bu yıl da 18 yıldır olduğu gibi Necla Yoldaş’ımızın mezarı başında, onun huzurundayız.

20 Ocak 2006’da bedence aramızdan ayrılan Necla Yoldaş’ımızın, Necla Abla’mızın eksikliğini çokça hissediyoruz.

Yoldaşlarımızın, Ankara’mızın Ablasıydı o.

Zorda kaldığımızda evini, yuvasını, sofrasını, şefkatini, kucağını açan, merhametini esirgemeyen bir Abla, Anne, Eş ve her şeyden önce hesapsız, çıkarsız sizi dinleyen, çözüm bulmak için çabalayan alçakgönüllü bir Yoldaş’ımızı kaybettik biz. Yeri de daha doldurulamadı.

Partimizle, Hareketimizle eşi ile üniversite yıllarında tanışan, okuyan, çokça sorgulayan, zeki ve inandığı, gönülden bağlandığı ideolojimize, Önderliğimize hiçbir koşulda halel getirmeyen, onu daha da büyütmek için çabalayan gerçek bir insanın eksikliği nasıl giderilebilir ki…

Evet, eşi aracılığıyla tanıştığı Hareketimizde kendi kişilik kalitesi ile var olmayı, Necla Yoldaş olmayı başarmış bilimli, bilinçli, inançlı bir kadın devrimci; Sait Kıran Yoldaş’ın eşi değil, Necla Yoldaş olmuş bir değer…

Dünya Devrim Tarihinde kadın sayısı az, ne yazık ki. Ama devrimci kadın önder sayısı çok daha az. İsimlerini bildiklerimizin yanı sıra bir de tüm alçakgönüllülüğüyle fedakârca, cefakârca, çilelerin en derinlerini çeken gerçek kadın önderlerimiz var.

Devrim Tarihinde öncelikle Devrimci Mücadelede ve bu mücadele içinde Kadın Hakları savunucusu Kadın Önderler olarak Rosa Luxemburg ve Clara Zetkin’i biliriz.

Nadejda Krupskaya’yı biliriz, Lenin’in eşi sıfatıyla. Oysa Nadejda Krupskaya devrimci, Gerçek Marksist-Leninist olduğu için Lenin’le eş olmuştur. Yani önce Nadejda Yoldaş’tır, sonra Lenin’in eşi olmuştur ve yoldaşlıklarını hiç yitirmemiş ve hep en üst seviyeye taşımışlardır.

Türkiye özelinde ise Kuvvacı Kadınlarımızın yanı sıra Türkiye Devrimi’nin Önderi, Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’nın çilekeş anası, sadece ana olarak kalmayıp Gerçek TKP’nin bir militanı haline gelmiş olan Münire Anne’yi, Münire Kıvılcımlı’yı biliriz.

Peki sizlere belki duymadığınız üç kişiden, özellikle de iki isimden de bahsedeceğim Sovyet Devrimi’nden: Anna, Mariya ve Olga

Devrimci Mücadeleye boylu boyunca dalmış bu üç kadından Olga üniversitede Marksist mücadele verirken 20 yaşında devrimi göremeden hayatını kaybediyor.

Ama Anna ve Mariya Ulyanova; bulundukları her yerde, sürgünde, cezaevinde, işkencede, gözaltında, işçiler özellikle de kadınlar ve çocuklar arasında mücadelede, yeraltında, legal-illegal yayın faaliyetlerinde, örgütün dağıldığı her yere yetişerek partinin organlarının yeniden örgütlenmesinde, ulusal ve uluslararası kongrelerde, sağ kaçkınlara, sol uçkunlara karşı mücadelede, devrimden sonra yeni insanın yaratılması için verdikleri mücadelede yani güçlerinin üzerinde bir çaba harcayarak Lenin’e ve Leninizme bağlılıkları ile devrimi gerçekleştiren en yüksek komitelerde görev almış bu kadınları tanımalıyız.

Bu devrimci kadınların, devrimci önderlerin Lenin’in kız kardeşi olduklarını bırakalım Sovyet Halkını, aynı organı paylaştıkları yoldaşları bile Lenin’in ölümü üzerine ulusal yayın organı Pravda Gazetesi’nden öğreniyorlar.

Demem o ki işte fedakârlıkla, işte alçakgönüllülükle, işte sabırla, inançla ilmek ilmek örülmüş yaşamları ile gerçek Kadın Önderlik budur.

Gerçek Devrimci Önderlik budur.

Gerçek Devrimcilik budur.

Gerçek Yoldaşlık odur ki kan bağın olan kardeşten, anadan, atadan, evlattan daha yakındır ve her şeyin üzerindedir.

Clara Zetkin Almanya Sosyal Demokrat Parti Kongresinde şöyle haykırıyordu:

“Bir proleter ‘Karım!’ dediği zaman zihninden şunları da eklemelidir: ‘İdeallerimin yoldaşı, savaş arkadaşım, çocuklarımı gelecekteki savaşlara hazırlayan annesi’ Kocasını ve çocuklarını sınıf bilinciyle donatan eşler ve anneler, burada toplantıya katılan kadın yoldaşlarımız kadar büyük işler yaparlar.”

Yaşasaydı az önce saydığım değerlere sahip biri olarak kurucusu olduğu Partimize, Devrimci Mücadelemize katacak çok şeyi olurdu Necla Yoldaş’ımızın. Ne yazık ki bize yaşattığı, verdiği, emanet ettiği değerler ile onun ve onun gibi önderlerimizin mücadelesini bizler sürdürmek zorundayız. Eş olarak da, anne olarak da, evlat olarak da. Ama her şeyden önce devrimci olarak. Gerçek Marksist-Leninist olarak…

43 yıllık yaşamına yoklukla, yoksullukla, fedakârlıkla örülü bir devrimcilik sığdırmış Necla Yoldaş’ımız bedence çok erken aramızdan ayrılmıştır. Ama anıları bizlerle, bizlerin mücadelesinde yaşamaya devam edecektir.

***

Necla Yoldaş’a sözümüzdür:

Ömrünü vakfettiği devrimci kavgamızı eninde sonunda zafere ulaştıracağız.

Necla Kıran Yoldaş ölümsüzdür!

20 Ocak 2024

HKP Ankara İl Örgütü

İletişime Geç
Merhabalar,
Bize buradan ulaşabilirsiniz