İstanbul Gezi Parkı’ndan Diyarbakır Hevsel Bahçelerine Halklarımız Tayyipgillere Karşı Direniyor
Diyarbakır’ın güney batısında, Dicle Vadisi içinde, Dicle Nehri kıyısında yer alıyor, tarihi de 8 bin yıl geriye gidiyor. Doğunun Manyas’ı olarak anılmakta. Çünkü 180 kadar kuş türü yaşamakta burada. Vadi olması, yiyeceğin bol olması kuşlar için bir nimet ve onların barınma, dinlenme ve korunma yerleri. Göçmen kuşların istasyonu aynı zamanda 10 bin dönümlük bu doğa harikası.
Sadece kuş türleri mi yaşıyor bu güzelim yerde?
Kirpi, tilki, sansar, su samuru, domuz ve sincap gibi onlarca hayvan türüne de ev sahipliği yapmakta.
Diyarbakır İlinin ağaç bulunan belki de tek alanı. İnsanlarımızın nefes alabildiği oksijen kaynağı, mesire yeri olarak kullandığı bir yeşil alan bu güzelim yer. Hevsel Bahçeleridir bu doğa harikasının adı. Tüm canlıların yaşam alanıdır Hevsel Bahçeleri. Sultanların bülbül sesi dinlemek için geldikleri, Mustafa Kemal’in hayran olduğu, seyrine doyamadığı bir cennet bahçesidir Hevsel.
8 bin yıllık tarih, tüm canlıların yaşam alanı, bir doğa harikası, Diyarbakır’ın hemen yanında oksijen kaynağı ve verimli topraklar… Tayyipgiller’in yağmalaması, talan etmesi için Hevsel’i, yeter de artar nedenler bunlar. Üstüne üstlük UNESCO’nun miras listesine aday gösterilmiş.
Bu kadarı da fazla Tayyipgiller için, tutamıyorlar kendilerini ve hemen geçiyorlar harekete. Tayyipgiller bu bereketli yerleri, bu doğa harikasını “yapı rezerv alanı” ilan ederek imara açıyorlar. Bilim üretmekten uzaklaştırdıkları Dicle Üniversitesi ile birlikte başlıyorlar ağaç katliamına. Önce bataklığa çevirip imhalarına gerekçe yaratıyorlar sonra da talan ve yapılaşmaya açıyorlar. Son aşamada TOKİ’nin konutları, AVM’ler, gelsin dolarcıklar, avrocuklar, dolsun kasalar, dolsun ayakkabı kutuları, Kısıklı’daki odalar boşaldı, dolsun odalar. Bu asalak Tefeci-Bezirgânlığın temsilcileri Tayyipgiller’in tek derdi rant, alınteri dökmeden kazanç elde etmek. Tayyipgiller bu uğurda Tarihi değerleri yağmalarlar. Onlar için Tarih, “birkaç çanak çömlek”tir. İnsana kıyarlar. Onlar için insanlar “kelle”dir. İnsan, Tayyipgiller’in huzuru ve sağlıklı yaşaması için gerekli araçlardır. Ağaçları yok ederler. Onlar için ağaçlar insanları beyinsel faaliyetlerini arttıran zararlı oksijen üreten, yağmaya, talana engel türlerdendir. Hayvanı yok ederler. Onlar için hayvan cansız varlıklardandır, mahlûkat olarak görülür hayvanlar Tayyipgiller tarafından.
Ama Tayyipgiller her zaman yaptıkları gibi bir şeyi unutuyorlar: İnsanın isyan eden yönünü!
İnsanın bir yere kadar sömürüye, zulme, aşağılanmaya, sürü gibi güdülmeye sesini çıkartmayacağını ama bir noktadan sonra dur deyip zalimin üzerine yürüyüp onu alaşağı edeceğini hesap edemiyorlar Tayyipgiller. 1920’lerde şahlanan, tüm halklara örnek ve önder olan Halklarımızın şanlı zaferini hep atlıyorlar. Bu devran böyle geldi hep böyle gidecek sanıyorlar. Yanılıyorlar!
Şanlı Gezi İsyanı’mız gösterdi bu devranın böyle gitmeyeceğini. Şimdi Diyarbakır Halkı gösteriyor Tayyipgiller’e bu devranın böyle gitmeyeceğini. Halklarımız yaşam alanlarının yok edilmesine, aldıkları nefesi borçlu oldukları oksijen kaynaklarının ortadan kaldırılmasına isyan ediyorlar. Geceli gündüzlü nöbet tutuyorlar Hevsel Bahçeleri’nde. Şanlı Gezi Direnişi’mizin ruhu şimdi de Hevsel Bahçeleri’nde geziyor. Soyguncuya, yolsuza, yüzsüze karşı halklarımız güçlerini birleştiriyorlar. Tıpkı Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızda olduğu gibi ortaklaşa basın açıklamaları yapılıyor, mitingler düzenleniyor.
Bu asalak, aşağılık satılmışların, ağababaları AB-D Emperyalistleriyle birlikte tarihin çöplüğüne gönderilmesine çok az bir zaman kaldı. 06.03.2014
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi