İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği, İzmir’de İşsizliği ve Pahalılığı protesto etmeye devam ediyor
İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği İzmir Şubesi, Konak’ta Kemeraltı girişinde AKP’giller’in son günlerde yaptığı fahiş zamları, pahalılığı ve işsizliği, yaptığı eylemle protesto etti. 26 Temmuz Pazartesi günü saat 18.30’da emperyalizme karşı Hasan Tahsin’in ilk kurşunu attığı meydanda bir araya gelen İPSD üyeleri, “İşsizliğe Pahalılığa Zamma Zulme Son” pankartını açıp “Ücret Pire Fiyat Deve”, “Zam Zam Zam, Ucuzluk Ne Zaman”, “Taksitle Yaşayıp Borçlu Ölmek İstemiyoruz”, “Asgari Ücret Artırılsın” dövizlerini taşıdılar. “AKP İşsizlik Pahalılık, Zam Zulüm Demektir”, “Örgütsüz Halk Köle Halktır, Örgütlü Halk Yenilmez” sloganlarını attılar. İPSD İzmir Şube Başkanı Nesibe Gençer eylemde bir konuşma yaptı. Nesibe Gençer konuşmasının içerisinde açlık ve yoksulluk sınırındaki artışa dikkat çekerek şunları dile getirdi:
“Birleşik Kamu İş’in yaptığı araştırmaya göre Açlık Sınırı 3 bin 513 TL. Yoksulluk sınırı ise 12 bin 195 TL’ye yükseldi. Açlık sınırı yedi ayda 367 lira, yoksulluk sınırı bin lira arttı. Halkımız her geçen gün bu İşsizlik ve Pahalılık Cehenneminde boğuşurken bir de kötü yönetilen, daha doğrusu yönetilemeyen Pandemi koşulları da eklenince durum daha da vahim bir hal aldı. Milyonlarca işçi, işsizler ordusuna katıldı. İşçilerden kesilerek oluşturulan İşsizlik Fonu, Kısa Çalışma Ödeneği adı altında işverenlerin çıkarına kullanıldı. Kısa çalışma ödeneği altında işçilere düşük ödemeler yaptılar. Yani pandemiyi de kendileri için fırsata çevirdiler. Pandemide en çok sıkıntıyı çeken yine emekçi halkımız olmuştur.”
Ardından, İPSD’nin 12 Eylül Faşizmi sonrası açılması sonrası Genel Sekreteri olan, İPSD İzmir Şubesi üyesi, HKP Genel Sekreter Yardımcısı Av. Tacettin Çolak söz aldı. Tacettin Çolak yaptığı konuşmasında şu konuları vurguladı:
***
Saygıdeğer İzmir Halkı;
Bu haklı eylemin yanında yer alma cesaretini gösteremiyorsunuz. Çünkü ülkede koyu bir faşizm uygulanıyor. İnsanlar kendi dertlerine derman olan bir eylemin yakınında durmaktan bile çekinir hale geldi. Değerli İzmir Halkı, memlekette yaşananları, bir gözünü aç, bir gör. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını iç ediyor bu insanlar.
Bugün Ziraat Bankası ile ilgili suç duyurusunda bulunduk. Köylümüze kredi temin etmek için kurulan Ziraat Bankasının içi boşaltılıyor. Demirören Grubuna usulsüz krediler veriliyor. Usulsüz kredilere teminat olarak gösterdikleri taşınmazları 10 milyon dolara Demirören Grubuna satıyor, onlar da utanmadan 320 milyon dolara tekrar bankaya satıyorlar. Bu vurgun soygun ve namussuz bir çark içerisinde hepimizin hakkı yeniyor. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı yeniyor. İşte biz bu kanunsuzlukların üzerine üzerine gidiyoruz. Halkımız; sen de yanımızda ol, destek ol.
Ülkemizde Suriyeli sayısı İzmir’in nüfusunu aşmış durumda. 5 milyon 300 bin Suriyeli yaşıyor. Bir de bunun üzerine Afganlar geliyor, Afganistan’la sınırımız olmadığı halde. Planlı bir şekilde Türkiye’nin çeşitli kırsallarına bırakılıyor bu insanlar. Bizim vergilerimizle bu insanlara bakıyorlar. Hastanelerde bizim sahip olmadığımız olanaklara sahipler. Bir kuruş para ödemeden sıraya girmeden aile hekimliklerinde ayrıcalıklı muamelelere tabi tutuluyorlar. Onların ne ayrıcalıkları var? Gitsinler kendi memleketlerine. kendi devlet başkanları çağırıyor. Savaş da bitti. Böyle mültecilik olmaz. Kimi kandırıyorsunuz?
AKP’nin reisi bir de Taliban’a aracılık yapmak istiyor. “Dini inancımızda hiçbir fark yok” diyor. Halt etmiş! Gerçek İslam’ı Taliban mı savunuyor? Kafa kesmek hangi dinde yazar? Bizim Allah’ımız böyle acımasız değil. Afganistan’dan NATO güçleri çekildikten sonra lanet çıkarları için bizim Mehmetçiklerimizi kırdıracaklar. Tıpkı yetmiş yıl önce Kore’de yaptıkları gibi. O zaman bahşiş olarak bizi NATO’ya almışlardı. Ancak NATO Emperyalizmin kanlı zalim bir savaş aracıdır. NATO’nun 2’nci büyük ordusu deyip bu mazlum halklara yaptıkları saldırılarda bizim ordumuzu kullanıyorlar.
Daha ne zaman uyanacağız İzmir Halkı?
Milyonlarca yabancının karnını doyuruyoruz. Ülkede işsizlik ve pahalılık almış başını gidiyor. Saraydakiler insanın aklıyla dalga geçiyor. Porsiyonları küçültün diyor. Sen hangi porsiyonunu azalttın? Lüksünden mücevherlerinden hiç taviz verdin mi? Bir yerden bir yere giderken kullandığınız araçların yakıtlarıyla milyonlarca aç doyurulur…
Bunlar ağızlarından Allah, peygamber, din, kitap düşürmezler ama Kur’an’daki infaktan hiç bahsetmezler. Bakara suresindeki, 15 yerde geçen infaktan hiç bahsetmezler.
Nedir İnfak?
Müslümanın kazancını kendine ve çocuklarına yeteni ayırdıktan sonra tamamını dağıtmasıdır. Hangi biri hayata geçiriyoruz İnfakı? Hiçbiri… Eğer infak gerçekten uygulanmış olsa yeryüzünde aç kalmaz. O nedenle bunlar sahte dindarlardır. Yaşar Nuri Öztürk’ün dediği gibi bunların dinine inanmak dinden çıkmaktır. Öldüğünde bir hırkası ile bir ibriği olan Hz. Muhammed’i bunlar gerçek anlamda sahiplenemezler.
Aklımızla alay ettirmeyelim. Burada anlatılanlar burada yaşananlar, senin hikâyendir.
Sosyal medyada bir tartışma konusu vardı bugün. Suriyeliler memleketlerine gitsin. Bir AKP yöneticisi de kalkıp bunun üzerine önce Türkler geldikleri yere gitsin, diye cevap veriyor. Bunlar Ermeni liderlerinin Batılı Emperyalist liderlerinin söylediğinin aynısını söylüyor. Yani bu topraklar Türklerin değil, onlar Orta Asya’dan geldi oraya gitsinler… Ve bunu da din adına söylüyorlar. Osmanlı’ya dayattıkları Sevr’de de aynısını söylediler. Hatta Lozan Antlaşması’nın görüşmelerinde de aynısını yaptılar.
Ama bu dayatmalara karşı atalarımızca 4 yıl verilen mücadele ile Sevr paçavraya çevrilmiştir. Şimdi de İkinci Sevr’i dayatmaktadırlar. Suriye’nin güneyi ile bizim kuzeyimizde İkinci İsrail’i kuracaklar. Emperyalizme yedeklenmiş bir devlet kuracaklar. Her 24 Nisan’da gündeme getirdikleri “Soykırım Yalanı” ile Trabzon ile İskenderun arasındaki hattın doğusunda kalan tüm bölgeyi Ermenilere peşkeş çekmeyi amaçlamaktalar.
Bu siyasi iktidarda hiçbir ulusal onur kalmamış; varsa yoksa ümmetçilik. Dolayısıyla Laikliğin önemi buradadır. Halkın Kurtuluş Partisi, toplumun tüm kesimleri için laikliğin önemini savunur.
İşsizlik ve Pahalılık karşısında somut öneriler getirir programında. Programımızda işsizlik sıfıra indirilemiyorsa devlet başkanı da dahil tüm yerel ve merkezi yöneticiler tam maaş alamaz. Ortalama yaşam endeksini geçemeyecek maaşlarından işsizlere yardım etmek zorundadırlar. İşsize iş buluncaya kadar, işsize ses olmak için cami minarelerinden günde 5 vakit işsize iş bulmak için duyurular yapılır. Demokratik Halk İktidarında bunlar olacak. Bu ülkede İşsizlik ve Pahalılık her dönem yaşanmıştır. Günümüzde en katmerlisi yaşanmaktadır. Artık işsizlikten, geçim sıkıntısından insanlar yaşamlarına kıyar durumdadırlar.
İzmir Halkı; gerçekleri gör. Saygılarımla.
***
Halkın ilgiyle izlediği eylem atılan sloganlarla sona erdi.
26 Temmuz 2021
İPSD İzmir Şubesi