Genel Başkan’ımız Nurullah Efe: Onlar çamur siyaseti yapıyorlar, bizse onur siyaseti yapıyoruz…
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Seçimler sonrasında Tayyipgiller, Ortaçağcı Faşist Din Devleti inşasına hız verdiler. Okullarımızı Peşaver Medreselerine, ülkemizi Taliban Afganistan’ına dönüştürmek için var güçleriyle çalışmaktadırlar. İşte en son eylemlerinden biri, bütün okullarımıza her boydan ve soydan din adamları atamak oldu.
Bunlar ne Anayasanın İlk Dört Maddesini, ne Laiklikle ilgili 24’üncü Maddesini, ne de kanunlarımızdaki Laiklikle ilgili maddeleri takıyorlar. Hepsini ayakları altına alıp çiğnemiş, ezmiş durumdadırlar.
Yani hep söyleyegeldiğimiz gibi yıllardan bu yana, kanunsuzlar örgütüdür bunlar. Amerikan yapımı, çıkar amaçlı kriminal bir örgüttür bunlar.
Buna karşı yaptığımız mücadelelerden biri de hukuk mücadelesi bildiğimiz gibi. Bunların bütün suçlarını dosyalayıp kayıt altına alıyoruz ve devletin arşivlerine girmesini sağlıyoruz.
İşte bu son suçlarıyla ilgili de yargıya başvurmuştuk. O başvuruyu yapan Avukat Tacettin Yoldaş’ımızın başvuruyla ilgili açıklamasını içeren videoyu alıntılayan “Mrs Nobody” isimli Twitter kullanıcısı bir kardeşimiz şunları yazmış bizimle ilgili olarak:
“Uçsuz bucaksız bir çölde ve sonsuz bir yalnızlıkta kaybolduğumu hissettiğim o kritik anlarda sen de olmasan, tam şu an olduğu gibi buz gibi bir bardak soğuk su uzatmasan halim ne olurdu? Düşünmek bile istemiyorum.”
Şu tek cümledeki düşünce ve hayal gücü zenginliğini, dilimizi kullanmadaki mükemmelliği görebiliyor musunuz, arkadaşlar?
Bu cümle, aynı zamanda kardeşimizin çok kaliteli bir eğitim aldığını ve yüksek bir zekâya sahip olduğunu da kanıtlamaktadır. Okuyunca bu cümleyi, gözlerim yaşardı. Demek ki, dedim kendi kendime, verdiğimiz bütün mücadele hepten boşa gitmemiş, anlaşılmaz kalmamış. Demek ki, dedim, 60 yıla yaklaşan devrimci kavgamız az da olsa yansı bulmuş, anlaşılmış. Ve bütünüyle bu kavgaya adadığımız ömrümüz, karşılıksız bir sevdaya heba edilmiş bir ömür olmamış.
Bizim dışımızda niye kimse ülkemizin içine düşürülmüş bulunduğu bu cehennemcil duruma isyan etmiyor, arkadaşlar?
Daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, ülkemiz siyasetinde tersine bir seleksiyon var. Yukarıya doğru çıkıldıkça insani değerler aynı oranda aşağıya doğru iner ve en tepeye çıktığınız zaman orada insani hiçbir değer bulamazsınız, insani değerler dibe vurur orada, çöker, sıfırlanır.
Bu en sağcısından en solcusuna kadar riyakâr, düzenbaz siyasetçiler, bu solucanlar; sadece ün, poz, makam, koltuk, cukka ve ballı maaş derdindedir. İnanın, bunların solucan kadar bir varlık değeri yoktur. Bir kendilik değeri taşımazlar.
O sebeple şu anda bulundukları konum, onların ömürleri boyunca hiç hayallerinden bile geçmeyen bir konumdur. Kimisi parti yöneticisidir, kimisi parti başkanıdır, kimisi milletvekilidir. Bu sebeple onlar hallerinden memnun, hayatlarından memnun onlar. Halkın çektiği acılar, halkımızın dertleri umurlarında bile değildir onların. Halkımızın dertleriyle dertlenen sadece biziz, halkımızın çektiği acıları yüreğinin derinliklerinde duyan sadece biziz. İşte bu sebeple de halkımızı savunmaya sadece biz devam ediyoruz.
Bizim dışımızdakiler, sosyal sınıflara parçalanmış, çıkarları ve durumları birbirinin bütünüyle zıt olan sosyal sınıflara parçalanmış toplumun çamurlara buladığı insanlardır. Bu sebeple de onlar çamur siyaseti yapıyorlar, din alıp satmada birbirleriyle yarış yapıyorlar.
Ama biz 1967’den bu yana, “Demokratik, Laik, Bilimsel, Parasız, Eşit Eğitim”, dedik. Ve onu savunduk bugüne kadar.
Laiklik, bir toplumun özellikle de kadınların ve çocukların yaşaması için hava kadar, su kadar, ekmek kadar elzemdir, vazgeçilmezdir, dedik. Biz onur siyaseti yapıyoruz. Ve bizim sloganımız: “Onur yaşamdan önemlidir!”
İşte bu yüzden, onlarla başka bir gezegenden gelmiş canlılar gibi ayrıyız, farklıyız biz. Ve şuna da adımız gibi inanıyoruz ki, halkımız en sonunda bizi anlayacak, etrafımızda ordulaşacak ve bu Hırsızlar İmparatorluğunu ve bu Hainler İmparatorluğunu, bu Satılmışlar İmparatorluğunu yıkacağız.
Hür, Güçlü, Mutlu, Laik ve Tam Bağımsız Türkiye’yi kuracağız. Eninde sonunda bu amacımıza ulaşacağız.
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
10 Haziran 2023