Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut: Meclisteki tüm Amerikan uşakları birer Şevki Yılmaz’dır!
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
İki gün önce, bildiğimiz gibi, Şevki Yılmaz adlı Molla Necmettin devşirmesi, kaşar, Ortaçağcı insan sefaleti Mustafa Kemal’e namussuzca saldırdı, değil mi?
Tayyipgiller devşirmesi, yine aynı kategorideki aşağılık İmam Halil Konakçı da ağzı kulaklarında sırıtarak “âmin” çekti değil mi?
Evet…
Bunların alayı; bu Molla Necmettingiller, bu Fesli Deli Kadirgiller, bu Tayyipgiller avenesi tümüyle Kuvayimilliye, Mustafa Kemal, İnönü ve Laik Cumhuriyet düşmanlarından oluşur. Defalarca söylediğimiz gibi, bunlara daha adlarını öğretirken, annelerinin babalarının adlarını öğretirken; Mustafa Kemal, Laik Cumhuriyet ve Kuvayimilliye düşmanlığını da öğretirler. Böylece bunların ruhlarını daha o zamandan bozarlar. Bunların biri, üçü, beşi değil, tamamı aynı çamurdan yoğrulmadır.
Tayyip saldırmadı mı Mustafa Kemal’e, İnönü’ye “iki ayyaş”, diye?
Yine Ayasofya’da “hain” diye saldırmadı mı? “Zalim” diye saldırmadı mı?
Onun Ali Erbaş’ı, Din İşleri Müdürü saldırmadı mı?
Ayasofya’ya atadıkları İmam Boynukalın saldırmadı mı?
Saldırdı…
Bunların eskisi de aynı… Kraliçenin Gülü Abdullah Gül aynı kategoride değil mi?
Aynı kategoride. Milli bayramlarda kutlamaya gitmezdi o da. Ya kulağı ağrırdı ya bilmem nesi ağrırdı, hasta olurdu. Molla Necmettin de gitmezdi. O da ölen bilmem nerenin şeyhinin cenazesine katılırdı. Ulusal bayramlardan ve ulusal bağımsızlığımızdan hazzetmezler bunlar. Düşmandırlar onlara çünkü.
Bunları zaten Amerikan Emperyalist Çakalı Laik Cumhuriyet’i tümüyle tarumar edip yıksınlar diye devşirip iş başına getirdi. CIA’nın Ortadoğu Masası Şefi Graham Fuller ne demişti?
“Kemalizm’in çağı geçti. Artık Türkiye’ye Ilımlı İslam lazım.”
İşte onların istediği İslam bu… Ve o yüzden bu aveneyi devşirip Türkiye’nin tepesine çöktürdüler. Ve onlar bu görevi yapıyorlar. Aynı zamanda Amerikan hizmetkârlığını yapıyorlar. BOP çerçevesinde Türkiye’nin aynen Irak, Libya, Suriye, Yugoslavya gibi parça parça edilip Amerika’ya hazır mama olarak sunulması için çalışıyor bunlar, o görevi yapıyorlar.
Bu Şevki Yılmaz denen sefalet saldırısını açık edince; Çakma Atatürkçüler, Kabuk Atatürkçüler sözde tepki gösterdiler. İşte onlardan bir yayın organı Sözcü manşete çekmiş:
“Atatürk’e soysuz diyen Yılmaz, Cumhuriyet’in kaymağını sülalece yiyor. Ulu Önder Atatürk’e hakaret ve beddua yağdıran eski Refah Partili vekil Şevki Yılmaz’ın aile üyelerinin kamuda ballı koltuklara oturduğu ortaya çıktı. Kendisi 97 bin lira emekli milletvekili maaşı alıyor. Oğlu AKP’den Kocaeli Milletvekili oldu, maaş alıyor.”
Kim vekil yaptı?
Tayyip.
Demek ki aynı kategoridenler. Şevki Yılmaz ne ise Tayyip ve avenesi de aynen odur.
“Damadı Sakarya Şehircilik Müdürü oldu, maaş alıyor. Ağabeyi el konulan vakfa kayyum oldu, maaş alıyor. Yeğeni Kocaeli’nde İŞKUR Müdürü oldu, maaş alıyor.”
Yani bu avenenin tamamı şu anda Tayyipgiller çatısı altında iktidarda.
Bu sebeple bunlar Anayasayı tümden çiğnemiştirler zaten. Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ilk dört maddeye doğrudan karşıdır bunlar. Anayasa dışıdır, kanun dışıdır bunlar. Gayrimeşrudur bunlar. Yine bunların gayrimeşruluğuna dayanan bir haber, gazetenin sağ üst köşesinde yer alıyor:
“Diyanete göre torpille işe girenin aldığı maaş helalmiş.”
Bakın!.. Haramla, kul hakkı yemekle işe başlıyorsun ama ondan sonra helal kazanç elde etmiş oluyorsun.
Görüyor musunuz bunların ahlâk anlayışını?
Biz boşuna demiyoruz: Din üzerine ahlâk inşa edilemez.
Çünkü bütün dinler “Kul Kişilik” oluşturur. “Özerk, Özgür Kişilik” oluşturmaz. Özgür Kişiliğin, Özerk Kişiliğin düşmanıdır dinler. Sorgulayan akla düşmandır. Aydınlık düşünceye düşmandır. Çünkü sorgulayan akla sahip olduğunuz anda, bütün dinlerin insan yapımı olduğunu netçe, somutça görür kavrarsınız. Açın Kitaplı Dinleri okuyun bir; akılla, bilimle, mantıkla, vicdanla zerre kadar ilgilisi olmayan dünya kadar kurallar, kanunlar, yasaklar ve kıssalar anlatıldığını görürsünüz orada.
İşte o bakımdan Özerk Kişiliğe tahammülü olmaz dinlerin. Kul Kişiliğin üzerine de ahlâk inşa edilmez. Çünkü bir kişilik yok ortada. Bir kul var. Kendine ait hiçbir değeri yok. Yapıp ettiği her şey korkuya dayanıyor. Kendinin bir vicdanı teşekkül etmiş, bir değerler sistemi oluşmuş değil ki, ahlâk da onların bir bölümünü oluştursun. Yok böyle bir şey.
Neyse… O, işin bir yönü.
Şimdi bu çakma Atatürkçüler dedik ya, Meclistekilerin alayı, şu anda medyadakilerin alayı çakma Atatürkçü, sahte Atatürkçü. Kabuk bunların Mustafa Kemalciliği, Kuvayimilliyeciliği.
Niye?
Mustafa Kemal’in ilkelerinin birincisi nedir?
Tam Bağımsızlık.
Var mı bunlarda Tam Bağımsızlığı savunan bir tek kişi?
Bulabilir misiniz Mecliste Tam Bağımsızlığı savunan, “Türkiye Tam Bağımsız olsun”, diyen?
Bulamazsınız.
Medyada yine bir elin parmaklarını aşmayacak sayıda bulabilir misiniz?
Bulamazsınız.
Bunların alayı Amerikan muhibbi, Amerikan dostu, NATO’cu bunlar.
NATO ne demek?
“Yarı sapık, yarı sarhoş Amerikan generallerinin emrindeki ordu gelsin, beni korusun, ben kendimi koruyamam”, demek. Ve bizim ordumuzu onun emrine verelim, demek. Bu anlayışta, onur, değer, ahlâk, namus olabilir mi?
Mandacılara ne diyordu Mustafa Kemal?
“Kurtuluşu, bağımsızlığı başka bir devletin himayesine girerek, ondan medet olarak beklemek acizliktir, insan onurundan yoksunluktur.”
Türkiye’deki bu Amerakancılaran, NATO’cuların hepsi aynıdır; bu kategoriye girerler. Ne insani onur var ne ahlâki ne ulusal onur var bunlarda.
Yahu Küba 11 milyon nüfuslu, 110 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip bir ada ülkesi. Amerikan Haydudunun 90 mil yakınında ya da uzağında. 1959’dan bu yana o hayduda kafa tutarak yaşıyor. Onurluca, yiğitçe varlığını sürdürüyor, vatanını ve halkını savunuyor.
Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, yine aynı büyüklükte bir ülke; Amerika’ya nasıl kafa tuttuğunu olaylar gösterdi, değil mi?
Amerika, Japonya’yla beraber burnunun dibinde askeri tatbikat yapmak istedi. Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti nükleer füzelerini çevirdi o denize; “Hadi, gelin de göreyim bakayım”, dedi. Savaş gemilerini sürdü oraya, “Gelin bakalım, yüreğiniz yetiyorsa”, dedi. Anında topukladılar.
Bir iki tehdit savuracak oldu faşist bunak Trump.
Bunun üzerine Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti Liderliği ne dedi?
“Amerikan şehirlerinin tamamı füzelerimizin menzili içindedir”, dedi. Ve ABD Emperyalistleri seslerini kestiler.
Ulusal onur böyle savunulur işte. Ve bu liderlere karşı bizim satılmışlar medyası binbir yalan ve iftira üretiyor. Çünkü hepsi Amerika tarafından devşirilmiş.
Demek ki, Amerika Molla Necmettin’leri, Tayyipgiller’i, HÜDA PAR’ları, Karamolla’ları, Davidson Ahmet’leri, Bebecan Ali’leri hep bunlar için devşirip Meclise doldurdu. DEM’i, DAM’ı vs.’yi, İP’i sapı…
Bunların alayı Kuvayimilliye ve Mustafa Kemal düşmanıdır. Laik Cumhuriyet düşmanıdır. Bunların alayı BOP’un hizmetkârı, dolayısıyla Amerikan hizmetkârıdır.
Bu Tayyipgiller’den bir tek kişi gösterebilir misiniz Mustafa Kemal’e ve Kuvayimilliye’ye, Laik Cumhuriyet’e sıcak bakan?
Gösteremezsiniz.
Bülent Arınç’ı da aynı, İsmail Kahraman’ı da aynı, Hakan Fidan’ı da aynı, Kalın İbrahim’i, İnce İbrahim’i de aynı, Yasin Aktay’ı da aynı. Bunların alayı aynı… Amerika bunları özel olarak devşirdi ve günbegün Ortaçağcı Faşist Din Devleti inşa ediyorlar bunlar.
Medyada deniyor ki bazı kıl kuyruk, küçükburjuva yazar çizerler tarafından; “Liyakat gözetilmiyor”, vs. bilmem ne… Adam damardan liyakat gözetiyor.
Onun için liyakat ne?
Birinci planda; Kuvayimilliye, Mustafa Kemal, Laik Cumhuriyet düşmanı olacak.
İkinci planda; Ortaçağcı Faşist Din Devleti taraftarı olacak. Ve Amerikan uşağı, Amerikan hizmetkârı olacak.
Ölçütler bunlar.
Atadığı bütün bürokratlar, bütün milletvekilleri bu ölçütlere uyuyor mu?
Yüzde yüz uyuyor. Onun için liyakat bu. Başka hiçbir işe yaramıyor. Bunların hepsi kanun dışı, Anayasa dışı, kanunlar dışı, gayrimeşru.
Ve o yüzden ne diyoruz biz bunlara?
Amerikan yapımı, Amerikan hizmetkârı, Amerikan yönetimindeki çıkar amaçlı mafyatik suç örgütü, suç çetesi. Hepsi kendi bölgesinde ve imkanları ölçüsünde durup dinlenmeden kamu malı aşırıyorlar. Hırsızlık, yolsuzluk, sahtekârlık, düzenbazlık yapıyorlar. Ve zavallı halkımızı da durup dinlenmeden bu ihanetlerine maske olması için Allah’la aldatıyorlar, durmadan din alıp satıyorlar. Din bunlar için bir paravan, bir kalkan, bir maske, bir cüppe, bir peçe. Bunların iğrenç, kirli, hain içyüzlerini halkın gözünden kaçırmak, halktan gizlemek için kullandıkları bir araç, bir enstrüman. Bu kadar açık bu!..
İşte 1960’lı yıllardan beri hep bunun mücadelesini veriyoruz.
Ne diyordu Denizler, Mahirler ve Ustamız Hikmet Kıvılcımlı?
“Ülkemizin Tam Bağımsızlığı ve halkımızın mutluluğu.”
En önde gelen görevimiz, bunları gerçekleştirmek için mücadele etmek. Onun için de insan soyunun başdüşmanı, ülkemizi yarısömürgesi haline getirmiş Amerikan Emperyalizmine ve onların içimizdeki hain yerli işbirlikçilerine karşı savaşmak.
İşte biz bu savaşı yürütüyoruz. O yüzden İkinci Kuvayimilliye Savaşçılarıyız biz. Eninde sonunda Birinci Kuvayimilliye Savaşçısı Atalarımızın yaptığı gibi, bunların alayını, geldikleri gibi işbirlikçileriyle birlikte göndereceğiz. Ve bir daha gelmemecesine, gelememecesine göndereceğiz.
Hiç erken bayram etmesin bu hainler!
Hevesleri kursaklarında kalacak. Hain ataları hangi hezimeti yaşamışlarsa, aynen bunlar da o hezimeti yaşayacaklar. Kimsenin kuşkusu olmasın bundan.
Kalın sağlıcakla…
22 Şubat 2024